Abdullah ibn Abbas r.a
Hz Abdullah ibn Abbas r.a. dedi ki: Resülullah s.a.v. şöyle buyurdu:
مَنْ فَسَّرَ الْقُرْ آنَ بِرَأيِهِ فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ
"Her kim kendi reyi görüşü ile kuranı tefsir ederse, Cehennemdeki yerine hazırlansın". Tirmizi, Tefsir 1 H nu 3122; Ahmed b Hanbel, Müsned 1/269; Münavi Künüzul-Hakaık H nu 7679.
Hz Abdullah ibn Abbas r.a dediki Rasülullah s.a.v şöyle buyurdular:
مَنْ قَالَ فِي الْقُرْآنَ بِغَيْرِ عِلْمِ فلْيَتَبَوَّأ مَقَعَدَهُ مِنَ النَّار
"Kim ilmi olmadığı halde kuran hakkında konuşursa cehennemdeki yerine hazırlansın". Tirmizi Süneni Tirmizi hadis no 2950. Tirmizi dediki hadis hasen sahihtir.
Hz Abdullah ibn Abbas r.a. dedi ki: Peygamber efendimiz s.a.v şöyle buyurduيَدُ الله مَعَ الْجَمَاعَةِ
"Allah’ın eli (rahmeti) cemaatledir'. demiştir.
Tirmizi, Süneni Tirmizi hadis no 2166; Taberani, Mucemul kebir hadis no 13623; Müsnedi Şihab hadis no 239. Tirmizi dedi ki: Hadis hasen gariptir.
Hz Abdullah ibn Abbas r.a dediki: Rasülullah s.a.v şöyle buyurdular:
مَنْ يُرِدِ اللهُ بِهِ خَيْرًا يُفَقِّهْهُ فِي الدِّينِ
"Allah kime hayır dilerse onu dinde fakih kılar".
Tirmizi Süneni Tirmizi hadis no 2645. Tirmizi dediki bu babta Hz Ömer, Ebu Hureyre ve Muaviye r.a danda rivayet edilmiştir. Ve hadis hasen sahihtir. Müsnedi Şihab hadis no 345-346.
Hz Abdullah ibn Abbas r.a dedi ki: Peygamber efendimiz s.a.v şöyle buyurdu:
لَيْسَ مِنَّا مَنْ عَمِلَ لِسُنَّةِ غَيْرِنَا
"Bizden başkalarının adetlerine göre davranan bizden değildir''. demiştir. Taberani, Hadis no: 11182; Deylemi, Firdevsül-Ahbar, H nu 5309; Ali el-Muttaki, Kenzul-Ummal, H nu 1097; Suyuti el-Camius-Sağir, H nu 7686; Münavi, Künüzul-Hakaik, H nu 6650.
İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
صِنْفَانِ مِنْ أمَّتِي لَيْسَ لَهُمْ في الإسْلاَمِ نَصِيبٌ: الْمُرْجِئَةُ، وَالْقَدَرِيَّةُ
"Ümmetimde iki sınıf vardır ki, onların İslam'dan nasipleri yoktur: Mürcie ve Kaderiye."
Tirmizî, Kader 13, (2150).
Hz. İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
الأَيِّمُ أحَقُّ بِنَفْسِهَا مِنْ وَلِيِّهَا. والْبِكْرُ تُسْتَأذَنُ في نَفْسِهَا، وَإذْنُهَا صَُمَاتُهَا
"Dul nefsine velisinden ehaktır. Bakireden nefsi hususunda izin alınır, onun izni sükutudur."
Müslim, Nikah 66, (1421); Muvatta, Nikah 4, (2, 524); Tirmizî, Nikah 12, (1108); Ebu Davud, Nikah 26, (2098); Nesâî, Nikah 31, 32, (6, 84).
İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
أنَّ جَارِيَةً بِكْراً ذكَرَتْ لِرَسُولِ اللّهِ أنَّ أبَاهَا زَوَّجَهَا وَهىَ كََارِهَةٌ فَخَيّرَهَا رَسولُ اللّهِ
"Bakire bir kız, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek, kendisi istemediği halde, babasının evlendirdiğini söyledi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), (bu nikahı) kabul edip etmemede kızı muhayyer bıraktı."
Ebu Davud, Nikah 25, (2096).
AÇIKLAMA:
Hadiste, babanın, bakire kızını, kızın istemediği kimseye zorla nikahlamasının haram olduğuna delalet var. Bu babaya haram olunca, diğer velilere evleviyetle haramdır.
* Hanefîler, bu hadise dayanarak, babanın kızı evlenmeye icbar etmesinin caiz olmadığına hükmetmiştir.
İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
كَفَى بِكَ إثْماً أنْ لا َ تَزَال مُخَاصِماً
"Sana günah olarak, husumeti devam ettirmen yeterlidir (çünkü bu, gıybete kapı açar). Tirmizî, Birr 58, (1995).
Yorumlar -
Yorum Yaz